Fitch Ratings: Türk bankaların dış finansman riski azaldı

Posted by

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, kısa süre önce Türkiye’nin kredi not görünümünü yükseltti.

Fitch Ratings Bankalar Direktörü Ahmet Emre Kılınç, bugün de Türk bankalarının dış finansman kaynaklı risklerinin azaldığını belirtti.

Kurumun sözcüsü, bundan sonraki dönemde, Türk bankalarının fırsatlara göre hareket edeceğini düşünündüğünü iletti.

Kılınç, “Özellikle Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra, birçok Türk bankasının çok ciddi anlamda ve kısa sürede dış finansmana erişimi olduğunu gördük. Bu da dış finansman risklerinde azalma olduğunu gösterdi.” dedi.

Fitch Ratings Bankalar Direktörü Ahmet Emre Kılınç, Türk bankalarının son bir yılda yaklaşık 4,6 milyar dolar sermaye benzeri ihracı olduğunu ve dış finansman kaynaklı risklerinin azaldığını belirterek, “Bundan sonraki dönemde, Türk bankalarının fırsatlara göre hareket edeceğini düşünüyoruz.” dedi.

Kılınç, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektöründeki gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.

“Türkiye’nin risk primleri ciddi ölçüde geriledi”

Kılınç, özellikle para politikasındaki değişimin bunda etkisi olduğunu ve Türkiye’nin risk primlerinin ciddi ölçüde gerilediğini vurguladı.

“Yatırımcı geri döndü”

Bankaların dış finansmana erişiminde kısa sürede değişik enstrümanların görüldüğünü ve ilk olarak eurobond ihracına başladıklarını dile getiren Kılınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu noktada yatırımcıların geri döndüğünü gördük. Sadece büyük bankalar değil, piyasada daha küçük bankaları da gördük ve bu genel olarak bir iştahın göstergesi. Son bir yılda bankaların yaklaşık 4,6 milyar dolar (sermaye benzeri) ihracı oldu.

Bundan sonraki dönemde, Türk bankalarının daha fırsatlara göre hareket edeceğini düşünüyoruz. Bankalar (ihraçlarda) fiyatlamaya bakacaklardır çünkü çok acil bir sermaye ya da yabancı para likidite ihtiyaçları olmadığını düşünüyoruz.

“Kısa sürede yapılan ihraçların özellikle sermaye benzeri enstrümanlar tarafında arz fazlası oluşturdu”

Ahmet Emre Kılınç, kısa sürede yapılan önemli miktardaki ihraçların özellikle sermaye benzeri enstrümanlar tarafında arz fazlası oluşturduğunu belirterek, genel olarak şartların bu şekilde devam edebileceğini ancak bankaların fırsat kollayacağını düşündüklerini söyledi.

“Bu nedenle son dönemde kısa zamanda yaşadığımız kadar bir ihraç öngörmüyoruz.” diyen Kılınç, ancak bankaların fırsat kollayarak uygun ortamda ihraç yapmaya devam edeceğini bildirdi.

“Bankacılık sektörünün sermaye yapısı yeterli”

Kılınç, bankaların sermaye rasyolarının makul seviyede ve yeterli olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

Yeni yapılan sermaye benzeri kredilerinin sermayeyi desteklediğini görüyoruz ve bu durum, kurda olası bir yükselişe karşı da hedge görevi görüyor. Kârlılık azalabilir ama hala sermaye yapısını desteklemeye devam ediyor. Genel olarak baktığımızda, biz bankacılık sektörünün sermaye yapısının yeterli olduğunu düşünüyoruz.

Merkez Bankası’nın swap limitlerine dair beklenti

Marttan beri bankaların Merkez Bankası ile yaptığı swapların da ciddi miktarda azaldığını ve 58 milyar dolar seviyesinden 18 milyar dolara kadar gerilediğini anlatan Kılınç, “Buna karşın yabancı bankalarla swaplar arttı. Bundan sonrasında Merkez Bankası bu swap limitlerini değiştirir mi bilemiyoruz ama bu konuda da bir gevşeme olabilir. Bu da swap mekanizmasının daha çok yabancı bankalara kaymasına neden olabilir.” ifadelerini kullandı.

“Kısa vadeli borç tutarının yüksek olmasının önemli bir risk unsuru”

Kılınç, Türk bankalarının dış borçlarına bakıldığında tüm yükümlülüklerinin yaklaşık yüzde 20’sinin dış finansmandan kaynaklandığını belirterek, kısa vadeli borç tutarının yüksek olmasının önemli bir risk unsuru olduğunu vurguladı.

“KKM seyri yakından takip ediliyor”

Kılınç, yabancı para mevduatı azalmasına rağmen hala yüksek seviyede olmasını ve Kur Korumalı Mevduat’taki (KKM) seyri de yakından takip ettiklerini anlattı.

“KKM’yi sonlandırma süreci çok dikkatli yönetiliyor”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) KKM’yi sonlandırmak istediğine ve bu süreci çok dikkatli yönettiğine dikkati çeken Kılınç, şu açıklamalarda bulundu:

Bankaların yeteri kadar yabancı para likiditesi var ama hala yüksek tutardaki yabancı para mevduatı ve KKM bir risk unsuru. KKM’den çıkışlar sürüyor ama çıkış sonrasında eğer TL yerine yabancı para talebi oluşuyorsa bir risk oluşturabilir çünkü oradaki ana hedef KKM’den çıkışların TL’ye gitmesi. Mevcut tutar şu anda 67 milyar dolar civarında. Bunun bir anda yabancı paraya gitmesindense, özellikle TCMB’nin dönüşüm oranlarıyla bir kısmının TL’ye gitmesi hedefleniyor.

“Riskler azaldı”

Ahmet Emre Kılınç, bankaların dış finansman ihtiyacı konusundaki risklerin azalmasına, yabancı para mevduatındaki ilerleyişe ve KKM’nin seyrine bakıldığında, politikalara hükümet müdahalesine ilişkin risklerin azaldığını söyledi.

Bu durumun sürdürülebilir olmasının önemli olduğunu dile getiren Kılınç, şu değerlendirmelerde bulundu:

Ülkenin notu ve müdahale risklerindeki azalma bizim için temel reyting duyarlılıkları. Bankaların not artışı konusunda da ilk baktığımız nokta ülke notu. Ülke notundaki potansiyel bir artış, bankalar için de potansiyel bir artışa işaret ediyor.

Ayrıca, bankaların kârlılıklarının iyi seviyelerde olduğunu görüyoruz. Kârlılıkta biraz azalma bekliyoruz ama hâlâ iyi seviyede olacağını düşünüyoruz. Artan faiz nedeniyle mevduat ve kredi arasında bir uyumsuzluk var. Mevduatların vadesi 2-3 ay civarındayken, kredilerin vadesi daha uzun. Bu durumda faizler arttığı zaman mevduatlar daha kısa zamanda fiyatlanırken, krediler daha geç fiyatlanıyor.

Bu yüzden marjlarda bir daralma öngörüyoruz. Aktif kalitesi tarafında, ana unsurun tüketici kredileri ve kredi kartlarında, yani teminatsız kredilerde bir bozulma olabileceğini tahmin ediyoruz ama yine de bunların makul seviyede kalacağını düşünüyoruz. Faaliyet giderleri de enflasyonun da etkisiyle hala (bankaların) karını baskılayacaktır ama yine de bankaların makul seviyelerde karlılık üretmeye devam edeceğini düşünüyoruz.

“Ekonomide resesyon beklentimiz yok”

Kılınç, Türkiye’de kredi büyüme hızının azalmasına rağmen ekonomik büyümenin ilk çeyrekte yüksek seyrettiğini söyledi.

“Büyüme beklentimizi artırabiliriz”

Türkiye ekonomisinde resesyon beklentilerinin olmadığını vurgulayan Kılınç, “Türkiye’de bu yıl yüzde 2,8 büyüme öngörüyoruz ama ilk çeyrekteki güçlü büyüme, yıl sonu büyüme beklentimizi yukarı çekebilir.” dedi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir